İstanbul’dayım şu an
içimde aşma gayreti yalnızlığın hüznünü
Yollarda oyalandım önceleri bir zaman
Fırsat bulup yüz yüze gelince büyüsüyle
Anlaşılmaz duygular depreşti yüreğimde
Fırlatıp atmak istedim mesela, yalnızlığı
Sevişmek istedim mesela,ayazlı sağanaklı sabahlarda
Sulu sepken yağıyordu kar
Ortaakdenizden vurmuştu bu sefer ayazın katmerlisi
Pabucunu dama atmıştı meşhur Balkan soğuğunun
Apansız bastırdı aceleci kış
Velhasılı,
Sevişmek istedim önce.
Yalnızlığı fırlatıp attığım o gece
Kolay değildi tabi ki kurtulmak
Ya kim vurduya gidecekti ya da görünmez bir kazaya
Olmadı her ikisi de
intihar süsü verelim dedim
Kendimiz gidiyorduk bir bilinmeze
Evet, sevişmek isterdim istanbul ayazında
Tanımadan Boğaz’ı
Çıkmadan Taksim’e
Beyoğlu’nda içmeden,
İstiklal’de yürümeden
Serhoş olmadan yani
Sevişmek isterdim doyası sevdaların en hasıyla
Vuruşmak isterdim zemheri ayazında, tanımadan mehtabı
Ayazlı meydanlarda türküsünü söylemek isterdim,
Sürgünün kavuşma mutluluğunun
Gülüşü olmak isterdim hüzünlü burukluğun
Ben, istanbul’da yarimle olmak isterdim
Dolmak isterdim yüreğine
Olmak isterdim iliklerinde
Damarlarından yayılmak isterdim bitimsiz gecelerin aç nefesine
Hayat olmak isterdim ölü hücrelerin yok gününe
Niyet olmak isterdim özlenen günlere
Ben istanbul’da yârimle
Yani düşlerimle daha bir dertliyim
Ak gelinliklerle süslerim, tutamam
Karanfiller güllerle bezerim, koklayamam
Hüzün kokar gülteni, okşayamam
Acı acı akar gözleri, sel gibi, bakamam
Ben yârsiz bu istanbul’da duramam
Dayanamam hasretliğin bu denlisine
Sıla türküleri söyler yüreğim
Yüzüm güler, içim yanar,dayanamam
Selam salarım geçmiş zamandan turnalarla
Kopmuştur telgrafın telleri
Vurulmuştur postanın güvercini
Sözlerimi sığdıramam telefonun tellerine
Yanıktır türkü dillerim
„Allı turnam bizim ele varırsan
Şeker şöyle kaymak şöyle bal şöyle“
Gülüm derim, balım derim
Öper öper severim resimlerini
Bir melanetmiş sıla hasreti
Bir zulüm ki
Acıları kana kana içiren
Gömlekleri ateş ateş giydiren
Türküleri ağıt ağıt söyleten
Geceleri dar edip dizelerde titreten
Dedim ya,
Ben İstanbul’da sevişmek isterdim işin türkçesi
Sarışmak isterdim yârimle
Türküler söylemek isterdim acılı gözlerine sıla hasretinin
Ben istanbul’da vuruşmak isterdim iyice
Barikatın en önünde solumak isterdim
Nasırlı yüreklerin namus kokusunu
Buram buram solumak isterdim yârimle
İstanbul’un yorgun ve gülümseyen buğusunu
ilk merhabasına
ilk gülümseyişine
Ve ilk randevusuna yârimin
Neler neler vermezdim
Nasıl giydirmezdim ak gelinlikleri
Neler neler söylerdim o büyük günde
Siğar mıydı bilmiyorum yüreğimdeki, o büyük güne
Yeter miydi dilimdeki bilmiyorum
İstanbul bir deniz şimdi
Ya o büyük günde
Denizden de ötesi
Sevdaların en yüreklisi
Özgürlüğün en mavisi
Gülüşlerin en güzeli İstanbul yârimle…
Enver Enli